CUPRA AVI
Tanımı:
Latince adı : Sparus Auratus
İngilizce adı: Gillthead Seabream
Oltacıların en sevdiği balıklardandır. Çupra avcılığı özellikle Ege?de bir sanat gibi algılanır. Çupra avlamayı öğrenen bir avcı hassasiyeti ve sesizliği öğrenmiş demektir. 100 ? 150 gr civarında olanlarına lidaki denir. Akdeniz?deki adı ise mendiktir. 250 gr dan sonra çupra olarak anılır ve 5-7 kg ağırlığa kadar ulaşabilirler. Bu boylarda olanları alyanak olarak anılır.
Nerelerde Bulunur:
Taşlık kayalık diplerde yaşarlar. Sabahları kıyılara sokulur; öğlenleri 10 ? 20 metre arası derinliklere çekilirler. İrileştikçedaha derin sulara çekilirler. Göçmen olarak yaşadıkları gibi aynı bölgede sabit olarak yşayanları da vardır. Göç sırasında derin sular dan geçerler. Çupra ustaları balığın ne zaman hangi sulardan geçeceğini bilir ve her sene o sularda avlanırlar.
Beslenmesi ve Yemleri:
Balıklardan ziyade küçük deniz canlıları ile beslenirler. Karides, teke, mamun, yengeç yavrusu, sulina, midye ve dilimlenmiş sardalya ya da hamsi kullanılabilir.
1-Kıyı avcılığı : Çupranın kıyıdan avcılığını yapar iken; genelde 3 köstekli,dipde kurşun olan takımlar kullanırım.Karadan avlanır iken her ne kadar kamış kullanılsa dahi takılma ihtimali oldukça yüksek olduğu için, genelde hem kamışa sarılı misinada hem de takımda 0.40′lık misina kullanırım.Bu tür takımda hiç değişmeyen tercihim, mustad serisi olan 496/01 serisi kısa saplı parlak döğme çelik siyah iğnelerdir.
Bu seri iğne eğer her hangi bir taşa takıldığı takdirde; hafif açılır ve takımı kurtararak geri gelmesini sağlar.Bilahare elimiz ile daha sonra yine eski formuna getirebiliriz.Bu iğne açılır dediğim, sakın yanlış anlaşılmasın.Şimdiye kadar hiç bir balık yüzünden açılıp da beni yarı yolda bırakmamıştır…Bu tür takım hem geceleyin hem de gündüz saatlerinde rahatlıkla kulanılır.Ama eğer gece liman içi gibi hafif derin suda avlanacak isem, bu defa kamışdaki 3 köstekli takımı kamış yardımıyla fırlattıktan sonra zil takıp, elimde yaklaşık 0,22-0,25 siglon veya discovery marka karbon sayısı yüksek bir misinaya bağlı olan ya tek iğneli bir takım veya yine aynı kalitede bir misinaya bağlı zoka kullanırım…Eğer bulunulan mekanda çupra var ise bu takımı ileriye doğru savurduğumda takım hafif hafif süzüle süzüle iner iken onu fark edecek ve atlayacaktır.
Tabi gerek gündüzün ilk saatlerinde veya geceleyin bırakma diye tabir edilen takım için yine tek iğneli, seyyar zeytin kurşunlu takımda kullanılabilir.
Bu seri iğne eğer her hangi bir taşa takıldığı takdirde; hafif açılır ve takımı kurtararak geri gelmesini sağlar.Bilahare elimiz ile daha sonra yine eski formuna getirebiliriz.Bu iğne açılır dediğim, sakın yanlış anlaşılmasın.Şimdiye kadar hiç bir balık yüzünden açılıp da beni yarı yolda bırakmamıştır…Bu tür takım hem geceleyin hem de gündüz saatlerinde rahatlıkla kulanılır.Ama eğer gece liman içi gibi hafif derin suda avlanacak isem, bu defa kamışdaki 3 köstekli takımı kamış yardımıyla fırlattıktan sonra zil takıp, elimde yaklaşık 0,22-0,25 siglon veya discovery marka karbon sayısı yüksek bir misinaya bağlı olan ya tek iğneli bir takım veya yine aynı kalitede bir misinaya bağlı zoka kullanırım…Eğer bulunulan mekanda çupra var ise bu takımı ileriye doğru savurduğumda takım hafif hafif süzüle süzüle iner iken onu fark edecek ve atlayacaktır.
Tabi gerek gündüzün ilk saatlerinde veya geceleyin bırakma diye tabir edilen takım için yine tek iğneli, seyyar zeytin kurşunlu takımda kullanılabilir.
Yanlız burada dikkat edilmesi gereken konu şudur: Şimdi diyelim mayıs ayı gibi ilk çupralar gelmeye başladı…Yemimiz tabiki mamun olmalıdır.Ama bunun yanında biraz daha pahalı kaçar ama boru kurduda kulanılabilir.
İlla velakin haziran ayının sonlarına doğru kırıntı balık diye tabir edilen küçük balıklat çoğaldığında ise mamun artık bize cevap vermez hale gelecektir.Bunun nedeni ise, biz takımı atar atmaz saniyeler içinde çupraya sıra gelmeden önce mamunlar tertemiz olacaktır….O zamanda artık yengeç e başlama zamanı gelmiştir.Tabi alınacak yengeçler baş parmak tırnağımızın büyüklüğünü geçmeyen kum yengeci olmalıdır.
Temmuz-Ağustos ayları boyuca yengeç çok güzel iş yapar iken,Eylül ayından itibarende mor olmayan madyalarda rahatlıkla bize verim verecektir…Kıyıdan avlanır iken sülünez tercih etmememin nedeni, bu yemin anında küçük balıklar tarafından temizlenmesidir. Not:Yengeç nedir? İğneye nasıl takılır ? Bu konudaki aydınlatıcı video çalışmam aşağıda yer almaktadır...
İlla velakin haziran ayının sonlarına doğru kırıntı balık diye tabir edilen küçük balıklat çoğaldığında ise mamun artık bize cevap vermez hale gelecektir.Bunun nedeni ise, biz takımı atar atmaz saniyeler içinde çupraya sıra gelmeden önce mamunlar tertemiz olacaktır….O zamanda artık yengeç e başlama zamanı gelmiştir.Tabi alınacak yengeçler baş parmak tırnağımızın büyüklüğünü geçmeyen kum yengeci olmalıdır.
Temmuz-Ağustos ayları boyuca yengeç çok güzel iş yapar iken,Eylül ayından itibarende mor olmayan madyalarda rahatlıkla bize verim verecektir…Kıyıdan avlanır iken sülünez tercih etmememin nedeni, bu yemin anında küçük balıklar tarafından temizlenmesidir. Not:Yengeç nedir? İğneye nasıl takılır ? Bu konudaki aydınlatıcı video çalışmam aşağıda yer almaktadır...
2- Tekne avcılığı : Eğer havaların hafifden serinlemeye başlaması ile çupranın geriye doğru göçü başlaması ile teknede de yaklaşık 18-30 metrelerde de çupra avcılığı başlar.Bizler genelde tekne ile çupra avlar iken yem tercihimiz tabiki sardalya dır.Hem ekonomik olmakta, hemde her tür balığa hitap etmektedir.
Tabi bu yemi kullanır iken, eğer orta suya yakın bölümde çupra ararsak; zokaya sardalya dilimi takar ve bekleriz.Eğer 3-4 köstekli dipde kurşunlu takım kulanacak isek ve yemizimiz sardalya ise mutlaka 1251/c serisi uzun pala saplı 2 numara iğneyi tercih ederiz…Çünkü sardalya dilimini tam oturtmak için uzun saplı iğne kullanmak gerekir.
Size belki komik veya saçma gelebilir ama yine de ben söyliyeyim.Burada kasnağa sarılı misinamız 0,60 veya 0,70 lik misinadır.Bu tür misinanın kırbaç gibi olacağı veya insanda balığın vurduğu zaman hissiyat veremiyeceği zannedilebilir…
Ama yeterki avlanılan merada balık olsun.. Ve takıma dokunsun…Takımın bedeni ise genelde 0,40 veya 0,35 olmaktadır….Teknede eğer sülünez yem olarak kullanılacak ise o zaman kullandığım iğne, 496/3 numara iğne olmaktadır.
Tabi bu yemi kullanır iken, eğer orta suya yakın bölümde çupra ararsak; zokaya sardalya dilimi takar ve bekleriz.Eğer 3-4 köstekli dipde kurşunlu takım kulanacak isek ve yemizimiz sardalya ise mutlaka 1251/c serisi uzun pala saplı 2 numara iğneyi tercih ederiz…Çünkü sardalya dilimini tam oturtmak için uzun saplı iğne kullanmak gerekir.
Size belki komik veya saçma gelebilir ama yine de ben söyliyeyim.Burada kasnağa sarılı misinamız 0,60 veya 0,70 lik misinadır.Bu tür misinanın kırbaç gibi olacağı veya insanda balığın vurduğu zaman hissiyat veremiyeceği zannedilebilir…
Ama yeterki avlanılan merada balık olsun.. Ve takıma dokunsun…Takımın bedeni ise genelde 0,40 veya 0,35 olmaktadır….Teknede eğer sülünez yem olarak kullanılacak ise o zaman kullandığım iğne, 496/3 numara iğne olmaktadır.